St. Vincent - Daddy's Home
New York, 1973. Şehir merkezinde gezinirken kulağımıza hangi müzik çalınıyorsa, St. Vincent’ın son albümü de bu müziğin örgüsü üzerine kurulu.
Farklı dünyalar yaratma konusunda kendisini kanıtlamış bir isim St. Vincent. Her yeni albümüyle tarzını baştan yaratan müzisyen altıncı albümünde David Bowie’den Sly & The Family Stone’a uzanan bir müzik paleti yarattı. Bu paletin boyaları ise, babasının çoğu 70’lere ait plak koleksiyonundan geliyor.
Albüme “baba” teması hakim. Peki neden? St. Vincent’ın, nam-ı diğer Annie Clark’ın babası 2011’de hapis cezasına çarptırıldı. Daddy’s Home ismi, 10 yıl sonra Clark’ın hapisten yeni çıkan babasına bir hoş geldin hediye ediyor. “Belli bir mizah ve şefkat çerçevesinde kendi hikayemi anlatmak istedim.” diyen Clark, albümünde “baba” kavramını derinlemesine inceliyor. Live In The Dream, sözleriyle şarkıcının 10 yıllık sürecini yansıtıyor:
Can you count to 10?
Oh boy, you're so lucky we found you when we did
Fakat daha farklı bir hikayesi var. Clark bu şarkıyı arkadaşıyla Bruce Springsteen arasında geçen, şöhretin sıkıntılarının konuşulduğu bir sohbetten esinlendi. Ona göre anlamı ise adından belli: Rüyalarımızın bizi ele geçirip tüketmesi yerine, sadece içimizde yaşaması gerekir.
Albümün yumuşak dokunuşlarını iki tekliyle hissettik: Pay Your Way In Pain ve The Melting of The Sun. Pay Your Way In Pain, St. Vincent’a göre “Hayatta kalma ve itibarını koruma arasında seçim yapmak zorunda kalmış” birinin hikayesi. Sivri synthleri ve St. Vincent’ın zaman zaman usulca bağırdığı vokalleri ile bu funk şarkısı albüme güçlü bir açılış yapıyor. The Melting Of The Sun ise puslu; gitara ve vokallere odaklanıyor. Diğer şarkılar gibi psikedelik tonlarda. Klibi ise tıpkı Pay Your Way in Pain’inki gibi, otantik ve televizyonun çıktığı ilk yılları hatırlatan estetik bir formata sahip.
Albümde yüksek dozda kara mizah var. St. Vincent’ın vefat ettiği bir arkadaşını andığı The Laughing Man, arkadaşına komik ve nazik olduğu için bir teşekkür gönderiyor. Şarkı ise St. Vincent’ın şu sözleriyle bitiyor: “Eğer hayat bir şakaysa, gülmekten öldüm.”
Müzikal olarak Daddy’s Home, oldukça özgün seslere sahip. Burada önceki çalışması elektro-pop Masseducation’dan farklı bir funk festivali dinliyoruz. Ustaca kurgulanmış gitarın yanı sıra, şarkılara bolca sitar serpiştirilmiş. St. Vincent’ın arka vokalleri bile günümüz müziğinden farklı bir çizgi çiziyor. Lynne Fiddmont ve Kenya Hathayway, kilise korosunu andıran vokalleriyle eşlik ederken sesleri kimi zaman Clark’ınkiyle çarpışıyor.
Kapanış şarkısı Candy Darling, adını The Velvet Underground ve Andy Warhol’un en önemli esin kaynağından, Warhol’un iki filminde oynamış aktris Candy Darling’den alıyor. St. Vincent şöyle özetliyor: “Teşekürler Candy Darling, sen sen olduğun için.”
Kimi zaman kendi içindeki baba figürünü aramasını kimi zaman sorunlarını anlatıyor St. Vincent. Çalışmasını en samimi, yalın ve müzikal açıdan zengin haliyle önümüze sunuyor. Sarı saçları ve retro tarzıyla karşımıza çıkan şarkıcı, “İki üç yılda bir farklı karakterlere bürünmek hoşuma gitmeye başladı.” dese bile anlattıkları önceki albümlerinde de ele aldığı problemler. Şarkılarını pek çok kez dinleyiciyi de içine katan karakterlere büründürüyor. "Kusurlu insanların kusurlu olduğunu fakat ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarını anlatmak istedim." diyor St. Vincent. "Çünkü benim hayatım da biraz böyle."