Placebo - Never Let Me Go
Rock müziğin daha aşırı ve deneysel olarak yeniden doğuşu…Placebo, 9 yıllık aradan sonraki ilk albümleri “Never Let Me Go”yu böyle tanımlıyor. Gelin, rock müzik veteranlarına modern zamanı sevdirecek bu albümün derinliklerine dalalım.
28 yıllık geçmişi boyunca davulcularıyla bir türlü yıldızı barışmayan Placebo, yine 2 kişi olarak kaydettiği bir albümle karşımızda. Grubun vokalisti Molko, 20. yıl şerefine çıktıkları dünya turunda rock müziği sorgulamaya başladıklarını söyledi. Bunun üzerine ekip 2 yılı aşkın sürede kaydedilen yeni albümde Kanye West’in Yeezus’u veya Lou Reed’in Metal Machine Music’i gibi daha sert ve deneysel bir iş yapmak istedi. Siz buna ister orta yaş krizi deyin, ister yeni popülere uyma çabası, ne sebeple yapmışlarsa bizce tam olmuş. Eleştirmenlerden de tam not alan Never Let Me Go, grubun en iyi albümlerinden biri olarak gösteriliyor.
13 şarkılık albümün açılışını nihilist sözlere eşlik eden siber punk ve elektronika karışımı seslerle Forever Chemicals yapıyor. Grubun ismi Placebo (etkisiz bir ilacın telkine dayalı bir etki ortaya çıkarma hali) olunca, “it’s all good when I feel nothing” diyerek çağımızın en büyük alışkanlıklarından antidepresanlara selam çakmayı da ihmal etmiyor.
Molko, albümün haberci teklisi Beautiful James’in sözlerini insomnia hastalığından muzdarip olduğu bir zamanda yazmış. Şarkı, sürekli yükselen riffleriyle Placebo’yu Synth pop’ta Depeche Mode çizgisine yaklaştırıyor.
Happy Birthday In The Sky, albümün depresif şarkılarından. Molko’nun İngiliz aksanıyla “Darling, happy birthday.” Diyerek açtığı şarkı hakkında birden çok spekülasyon var. Kimileri bir polis kurşunuyla hayatını kaybeden sevgiliye adandığını söylerken kimileri ise şarkının kendisini her şeyden soyutlayan birine seslendiğini söylüyor.
90’ların sonundaki Placebo’yu sevenleri tatmin edecek Surrounded by Spies, oluşturduğu klostrofobik atmosferle çağımızın gözetleme kültürünü anlatıyor. Albüm hakkında verdiği röportajlarda kamera lenslerinin kapatılmasını isteyen Molko, kendisini görmeye tahammül edemiyormuş. Bu bilgiden sonra sanatçının kendisini izleyen komşularına neden şu sözlerle seslendiğini anlamak zor değil:
“I see faces on the bathroom floor
Come on over and I'll show you more”
Try Better Next Time ile albümün havası tamamen değişerek hareketli bir hal alıyor. Şarkıya göre yaklaşan bir iklim kıyametinin ardından hayvanlar ormanlarda dans ederken, biz insanlar evrimin en başına dönerek yüzgeçler çıkarıyor ve suda yaşıyoruz!
Albümdeki favorimiz teklimiz Fix Yourself, Coldplay’in Fix You’suna bir antitez niteliğinde. The Cure gotikliğine benzer bir havası olan şarkının verdiği mesaj çok açık:
“Go fix yourself
Instead of someone else”
Çevremizi iyileştirmeden önce kendimize iyi gelmemiz gerektiğini savunan Placebo, Fix Yourself ile modern çağın ikiyüzlülüğünü ortaya çıkarıyor.
Placebo’nun Temmuz ayında İstanbul’da vereceği konser için daha da heyecanlanmamızı sağlayan Never Let Me Go, bu yıl sıkça adından söz ettireceğe benziyor. Sürekli gözetlenerek ifşa edilme korkusu, iklim krizi ve antidepresan ilaçlar gibi modern dünyanın gerçeklerini anlatan albüm, bizim favorilerimizden oldu bile.