Hüznün Yakıştığı Adamlar
Mutluluk, umut, zafer... Şarkılarda yalnızca bu duygular değil, çoğu zaman acı, hüzün, özlem gibi diğer buruk duygular da hayat buluyor. İşte bu duyguları en güzel, en etkileyici haliyle müzikle buluşturan adamlardan bahsedeceğiz.
Elliott Smith
Asıl adıyla Steven Paul Smith, 34 yıllık hayatında çok şanssız dönemler yaşadı. Ama tüm o zor günlerde onu hayatta tutan, müzikti. Elliott Smith, yıllarca kimseye anlatamadıklarını, yazdığı şarkılarla tüm dünyaya haykırdı.
Damien Rice
Damien Rice, İrlanda'nın kalbi kırık adamlarından... Cheers Darlin', The Blowers Daughter, Volcano gibi şarkılarıyla, bizim de en kırık dökük anlarımızın eşlikçisi. Aslında çok da gizemli bir adam. Hakkında bildiklerimiz anlattıklarıyla sınırlı.
Jeff Buckley
Müzisyen bir aileye, müziğin içine doğdu Jeff Buckley. Sonrasında da hem sesiyle hem de yazdığı şarkı sözleriyle hepimizi etkiledi. Hatta Bob Dylan onun için "zamanının en iyi söz yazarlarından biri" dedi. Buckley'yi sonsuz maviliklere uğurladık, ama bize şarkılarını bıraktığı için oldukça şanslıyız.
Morrissey
İrlanda'nın şarkılar yazdırdığı bir başka adam, Morrissey... Oldukça nevi şahsına münhasır bir adam. Haliyle, tavrıyla hep farklı... Kimi zaman çok sert ve iddialı olsa da, hüzünlü anlarımızda o da şarkılarıyla yanı başımızda.
Nick Cave
En üzgün olduğunuz ya da yalnız hissettiğiniz anlarda kulaklığınızı takarsınız ve bir Nick Cave şarkısı dinlemek istersiniz. O da yanına Bad Seeds'i alır ve hemen kalbinize dokunan sözleriyle yanınıza gelir.
James Blunt
James Blunt, bir dönem kraliçenin muhafızlığına kadar yükselmiş bir askerdi. Sonra müziğin cazibesine dayanamadı ve her şeyi bırakıp şarkılarını yazmaya başladı. Aşkın, mutluluğun yanında ayrılığı ve terk edilmeyi de anlattı Blunt ve biz onun o hüzünlü sesini çok sevdik.
Tom Odell
Tom Odell, henüz çok küçükken söz yazmaya başlamıştı aslında, ama çekindiği için bundan kimseye bahsetmedi. Yıllar geçtikçe yazdıklarını saklamak zorlaştı, onları söyleyecek bir vokal de bulamadı Odell. Sonunda da yapabileceği tek şey için cesaretini topladı ve mikrofonu alıp şarkılarını söylemeye başladı.
Passenger
Michael David Rosenberg, yıllar önce elinde gitarıyla İngiltere sokaklarında şarkı söyleyip gezen bir adamdı. Sonra birkaç arkadaş edinip Passenger isimli bir grup kurdu. Ama işler pek de yolunda gitmedi, arkadaşları onu yalnız bıraktı, o da yola tek başına ve yine "Passenger" olarak devam etti.
Sam Smith
Stay With Me, I'm Not The Only One gibi yalnız şarkıların kalemi Sam Smith, son yıllarda hüzünlü şarkılarını sevdiğimiz başarılı bir adam. Arada bir ritmi yükseltse, dans pistlerinde duyulsa da teknolojiden uzaklaşıp piyanoyu, kemanı bulunca yine eski melankolik haline dönüyor.
Hozier
Take Me To Church'le bir anda hayatımıza girdi Hozier ve biz onu çok sevdik. Kısa zamanda büyük bir başarı yakaladı, hatta 2015 yılındaki Grammy Ödül Töreni'nde Annie Lennox ile aynı sahneyi paylaştı. Hozier da o ıssız havası ve dokunsak ağlayacakmış gibi olan sesiyle hüznün en çok yakıştığı adamlardan.
Billy Joel
Billy Joel, oldukça hüzünlü, zor zamanlar geçirdi. Depresyonla dolu yılların ardından yeniden ayağa kalkmak içinse aradığı gücü müzikte buldu. Bizse onun müziğinde zaman zaman tam da ihtiyacımız olan, Joel'un sesine çok yakışan bir hüzün bulduk.
Leonard Cohen
Leonard Cohen... Onun sesinden hemen her tarz şarkıyı severek dinleriz ama özellikle siyah beyaz melodiler, onun sesine bir başka yakışıyor.