Blur grubunun lideri Damon Albarn’ın animasyon karakterlerle yarattığı projesi Gorillaz, pek çok ilke imza atan ve efsane isimlerle iş birliği içinde bulunmuş bir grup. Albarn’ın çizgi roman yazarı Jamie Hewlett ile kurduğu grubun çizgi karakterleri, birçok müzisyenden daha popüler. Severek dinlediğimiz Gorillaz’ı bizlerle buluşturan ve müziği adına durmadan yeni işler peşinde koşturan Albarn, hala karşımıza Gorillaz ile beraber harika projelerle çıkmaya devam ediyor.

The Last Shadow Puppets, indie tarzın önemli gruplarından Arctic Monkeys’den Alex Turner'ın ve birkaç grupta yer aldıktan sonra yola tek başına devam eden Miles Kane’in projesi. İkili arasında Kane'in ilk grubu The Little Flames'in Arctic Monkeys'i turnesinde desteklemesiyle başlayan tanışıklık, 2008’de The Last Shadow Puppets adı altında yayınladıkları The Age Of The Understatement albümüyle dostluğa dönüştü. Indie dünyasında çok sevilen ikilinin şarkılarından farklı bir tat aldığımız gerçek.

1997 yılında, Queens Of The Stone Age’den çok sevdiğimiz Josh Homme, bazı ünlü arkadaşlarını kendi himayesi altında toplamaya karar verdi. Değerli isimlerle iş birliği içinde çıkardığı şarkılarından bazılarına Mark Lanegan ve PJ Harvey gibi sanatçılar eşlik ediyor. Çalışmadan duramadığını anladığımız Homme’un müzik mirasına, böylelikle bu şarkılar da eklenmiş oluyor.

The Traveling Wilburys, müziğin en büyük isimlerini bir araya getiren bir diğer proje. Bob Dylan, George Harrison, Roy Orbison, Tom Petty ve Jeff Lyne'ın yer aldığı bu grup, tüm zamanların en iyi yan projesi olabilir. Sadece iki yıl süren ve Roy Orbison'un vefatıyla sona eren bu beraberlik, geriye beş tekli ve iki albüm bıraktı. Bu eserler de, efsane isimlerin bizi tanıştırdığı bunca güzel şarkının arasına katılmış oldu.

Radiohead’in Thom Yorke’u ve Red Hot Chili Peppers’ın Flea’sını içeren bir grubun özel olmamasının imkanı yok! Ayrıca Atoms For Peace'de, Beck’in bateristi Joey Waronker ve müzik yapımcısı Nigel Godrich’i de yer alıyor. 2009’da Yorke’un solo projesi The Eraser’ın canlı performansı için bir araya gelen bu grup, ‘’Biz böyle iyi olduk sanki.’’ diyerek birlikte müzik yapmaya karar verdi. Grubun farklı ve özgün tarzda olan albümü, 2013'te piyasaya çıktı.

Şampiyonlar ligi gibi bir takım daha karşımızda. The White Stripes ve The Raconteurs ile yetinmeyen Jack White, yanına The Raconteurs’dan Jack Lawrence, The Kills’den Alison Mosshart ve Queens Of The Stone Age’in gitaristi Dean Fertita’yı alarak yeni bir grup kurdu. Alternatif ve punk rock ile bir tutam blues müziği birleştiren grup, bugüne kadar 3 albüm çıkardı.

Bir yıl süren beraberliklerine rağmen, Foo Fighters'tan Dave Grohl'un, Led Zeppelin'in bas gitarist ve klavyecisi John Paul Jones'un ve yine Queens Of The Stone Age'de dinlediğimiz Josh Homme'un kurduğu bir gruba hayran olmamak imkansız. 2009'da grubun ismini verdikleri bir albüm çıkaran üçlü, bu albüm sayesinde Grammy kazandı.

The Libertines’in kurucularından Pete Doherty, madde bağımlılığı yüzünden grubundan atılınca yılmadı ve Babyshambles isimli yeni projesini hayata geçirdi. 2000’li yılların Doherty için oldukça zor geçmesine rağmen, en iyi şarkılarını da Babyshambels’ı kurduğu bu dönemlerde çıkardı. Grup, 2014’ten beri aktif değil fakat Doherty müzik çalışmalarına devam ediyor.

1980’lerin sonlarında kurulan bu grubun üyeleri, Pixies’in bateristi Kim Deal ve Throwning Muse grubunun gitaristi Tanya Donelly. Deal’ın aslında boş zamanlarını değerlendirecek bir uğraş arayışıyla ortaya çıkan grup, Pixies dağılınca odak noktası haline geldi. Madde bağımlılığı yüzünden dağılma tehlikesi yaşasa da The Breeders, birkaç büyük şarkıyla yoluna devam etti. Grubun 20. yılına özel tekrar bir araya gelmesinin ardından 2018 yılında yeni albümü bile yayınlandı.

The Strokes’un solisti Julian Casablancas, solo albümünü çıkarttıktan sonra halinden memnun kalmış olacak ki farklı bir yolda yürümeye karar verdi. Solo konserlerinde ona eşlik edenlerle kurduğu yeni grubu The Voidz, dinleyicilerini şaşırtan çok farklı bir albüme imza attı. Tarzını zıt ama özgün bir yönde geliştiren Casablancas’ın yeni grubunun şu ana kadar çıkmış iki albümü var.

Daha iyi bir birleşmeyi zor bulacağımız bir hard-rock grubuyla kapanışı yapıyoruz. Guns N’ Roses’tan Slash, Duff McKagan ve Matt Sorum, Stone Temple Pilots’ın solisti Scott Weiland ve gitaristi Dave Kushner’dan oluşan bu grup 2002 ve 2008 arasında faaldi. Bu müzik devleri bu sürede 2 albüm yaptılar ve arada da bir Grammy kaptılar. Geriye de Slash’in ikonik gitarı ve Weiland’ın güzel sesinin oluşturduğu şarkılarını bıraktılar.