Müzikte Tutunamamış Ünlüler
Oyunculuk ve müzisyenlik elbette beraber yürütülebilir. Nitekim bu konuda örneklerimiz bol. Ne var ki şöhreti kucaklamış her isim için bunu söyleyemiyoruz. Albüm çıkarıp hayal kırıklığına uğrayanlar da var. Ünlerinden bir şey kaybetmeyen bu isimlerin müzik dünyasına kattıklarını daha önce hiç duymamış olabilirsiniz.
1. Robert Downey Jr. - The Futurist
Ünlü oyuncunun kariyeri inişlerle ve çıkışlarla dolu. Sorunlu bir gençlik geçirdiği ve devamında da bu sorunlarla boğuştuğu bilinen bir gerçek. Sanatçı, kendini müzikle ifade etmenin yolunu buldu. Albümü The Futurist, 2004’te yayınlandı. Bugünden baktığında Robert Downey Jr. bu albüm için pişman olmamıştır ama gurur duyduğunu söylemek de pek mümkün değil. Şarkıların Robert Downey Jr. tarafından yazılmış olması, albümü özel kılan detaylardan.
2. Keanu Reeves - Our Little Visionary
Matrix, Kasımda Aşk Başkadır, John Wick, Şeytanın Avukatı… Söz konusu dünyalar tatlısı Keanu Reeves olduğunda aklımıza gelenler bunlar, grunge grubu Dogstar değil. Yine de onun sıkı takipçileri bu isme aşina olabilir. Ünlü oyuncu 1991’den 2002’ye kadar bas gitarist olarak ekibin parçası oldu. Müzisyen Reeves’in yeteneklerini küçümsemek elbette bize düşmez. Ne var ki Dogstar, dünyaca ünlü bir oyuncuyu kadrosunda bulundurmak dışında pek de ilgi çekmeyen bir müzik grubuydu.
3. Naomi Campbell - Babywoman
Demet Akalın gibi modellikten müzisyenliğe uzanan Naomi Campbell ne yazık ki Akalın kadar başarılı olamadı. 1994’te yayınladığı Babywoman isimli albümü bir dergide Tüm Zamanların En Kötü 50 Albümü listesinde yer aldı, hem de üst sıralarda.
4. Eddie Murphy - Love’s Alright
Love’s Alright’ı komedyenin diğer başarılı işleriyle kıyaslamak zor. Her ne kadar filmlerinde seslendirdiği şarkılara aşina olsak da Murphy bu sefer güldürmedi. Albümde Michael Jackson’ın yer alması bile onu kurtaramadı. Çalışmasında sevilen şarkıları yorumlayan oyuncu özellikle The Beatles’ın Good Day Sunshine ile eleştirildi. “I need to laugh” kısmından itibaren anlamsızca gülmeye başlayan Murphy, akıllara Shrek’te seslendirdiği Eşek karakterini getiriyor…
5. Russel Crowe - Gaslight
30 Odd Foot Of Grunts isimli bir grup duydunuz mu? Russel Crowe, 1992 yılında kurduğu bu grupla rock yıldızı gibi yaşamayı benimsedi. Albümleri beğenilmedi, grup dağıldı, Crowe hem başka bir ekiple hem de solo şekilde müzik yapmaya devam etti. Ancak itiraf etmek gerekir ki, filmlerini ne kadar sevsek de şarkılarına bir türlü ısınamadık.
6. Brie Larson - Finally Out P.E.
Brie Larson oyunculuğunu çoktan kanıtladı. 2005’te yayınladığı albümü ise, ne yazık ki Oscarlı oyuncuyu hüsrana uğrattı. Satış rakamlarıyla alt seviyelerde kalan albüm, sanatçının müzik kariyerini başlamadan bitirdi.
7. Vanessa Hudgens - V
Eee, High School Musical’daki gibi kolay değil bu albüm işleri. 2006’da V ile çıkışını yapan Hudgens, albümünde her telden çaldı desek yalan olmaz. V’de R&B, pop, elektronik müzik ve pop rock türleriyle ortaya karışık şarkılar yer aldı. Hiçbir türde umduğunu bulamamış olacak ki, ikinci çalışmasından sonra albüm işlerini bıraktı.
8. Bruce Willis - The Return of Bruno
Hollywood’un sert çocuğu, blues söylemek için stüdyoya girdiğinde heyecanlanmamak elde değil. Sesi yetersiz olmasa da oyuncunun yer yer zorlandığı belli oluyor. Buna rağmen Under The Boardwalk yorumu, İngiltere’nin listelerinde iki numaraya ulaştı. Willis, olumsuz yorumlara aldırmadan bir albüm daha yayınladı. Ardından müzik kariyerine veda etti ve Zor Ölüm’ün çekimlerine gitti. Şöhretinden de hiçbir şey kaybetmedi.
9. Ryan Gosling - Dead Man’s Bones
On parmağında on marifet Gosling’in bir dönem rock yıldızı olmaya yeltendiğini kim tahmin edebilir ki? 2009 yılında yayınlanan bu albüm, Cadılar Bayramı temasında ve çocukların ön plana çıktığı korku filmlerini andırıyor. Bu çocuk seslerinin sahibi, yani Silverlake Conservatory Children adındaki koro, albüm boyunca Gosling’e eşlik ediyor.