Gorillaz - Song Machine, Season One: Strange Timez
Yedinci stüdyo albümüyle Gorillaz yeniden karşımızda. Zaten grup, neredeyse her ay yayınladığı teklileriyle hep gündemimizdeydi. Farklı fikirlerin ve alışılmadık konseptlerin yüzü, yeni çalışması için yaşadığımız son günlere istinaden şu cümleyi kurdu: “Dünya hızla dönüyor… Biz de yarın yokmuşçasına üretmeye devam edeceğiz.”
Evet, gerçekten de dünya hızla değişiyor. Her yeni gün farklı haberlere, farklı bir düzene uyanıyoruz. Gorillaz, çağa ayak uydurmayı başarmış bir grup. Hatta kimi zaman bize gelecekten sesleniyor. Ocak ayında duyurduğu son çalışması Song Machine, aralıklarla yayınlanan bölümlerden oluşan bir animasyon dizisi şeklinde. Bu farklı formatına rağmen klasik bir albüm biçimiyle yayınlandı. On iki şarkılık versiyonuyla yetinemeyecek olursanız on yedi şarkılık delüks versiyonu da var. Şarkılar oldukça geniş bir müzik türü yelpazesinde. Ayrıca her şarkıya dahil olan müthiş müzisyenler, albümü daha heyecanlı kılıyor.
30 0cak’ta yayınlanan ilk şarkı (ya da ilk bölüm) Momentary Bliss, psikedelik synth sesleriyle başlıyor. Davul ve synthlerin birbirine girdiği saniyelerden sonra hip-hop ve punka dalıyoruz. Burada Gorillaz’a eşlik edenler punk ikilisi Slaves ve rapçi slowthai. Grubun sanal üyesi 2-D’ye göre Momentary Bliss, kaderinin kontrolünü eline almayıp başkasına bırakanları hedef alıyor.
Yaşadığımız bu dönemin müzik dünyasına yansıması büyük. Gorillaz da bölümlerde farklı açılardan 2020’yi hedef alıyor. Altıncı bölüm ve albüme adını veren Strange Timez, bu yılın politik ve ekonomik havasını öfkeyle soluyor. The Cure’dan Robert Smith’in vokalini dinlediğimiz Strange Timez, trip-hop sularında yüzüyor. Klibi ise tipik bir Gorillaz klibi, yani şaşırtıcı. Dünya’dan Ay’a giden ekibin sanal üyeleri, Ay’ın yüzeyinde Smith’in suratıyla karşılaşıyorlar. Efsane vokaller demişken Elton John’dan bahsetmesek olmaz. The Pink Phantom’da gruba eşlik eden sanatçı, yürümemiş bir ilişkiden bahsediyor. Bu şarkı, Friday 13th ve Aries ile bir araya gelip albümün ortasında melankolik bir geçit oluşturuyor. Tıpkı, dizilerin sezon ortası ortalığı karıştırıp hüzne boğan bölümleri gibi.
Bir diğer şarkı Désolé, İngilizce’de “Sorry.” demek. Dinlediğimiz büyüleyici vokal Fatoumata Diawara’ya, yani Damon Albarn’ın “Afrika Kraliçesi”ne ait. Yapımcıları arasında Mike Will Made-It'in de yer aldığı Dead Butterflies, stüdyoda büyük bir ustalıkla işlenmiş. Şarkıda 2-D, yine hazin sonlu bir ilişki hakkında konuşuyor. Bizden duymuş olmayın ama bu şarkı muhtemelen 2-D’nin kim olduğunu bilmediğimiz eski partneri tarafından aldatılmasına gönderme yapıyor.
Song Machine, Season One: Strange Timez, Gorillaz’ın 20. Yılını kutlamak için tuhaf ama bir o kadar da mükemmel bir yol. En başta Albarn’ın “Projenin nereye doğru gittiği hakkında en ufak bir fikri” bile yoktu. Yine de albüm, muazzam isimlerin iş birlikleriyle Albarn’ın müzik zevkini bir kere daha kanıtladı. Önceki çalışmalarına kıyasla albümü gruplandırmak zor. Ama ortaya çıkan sonuç o kadar eğlenceli ki, buna gerek de yok!