Bir ikili düşünün ki üyelerinin solo çalışmaları zaten kendilerini kanıtlamış, mükemmeliyetçi ve özgün bir zihnin ürünleri olmuş. Silk Sonic bu açıdan ihtiyacımız olduğunu bilmediğimiz bir birleşim oldu.

Peki, sosyal medya platformlarında en meşhur akımların öznesi olmuş, müzikseverleri nostaljiyle doyurmuş bu ikili nasıl buluştu? Anderson .Paak, 2017’de Bruno Mars’ın 24K Magic turunda müzisyenle bir araya geldi. İkili sonrasında kendilerini stüdyoda beraber müzik yaparken ve yeni şeyler keşfederken buldu. Ortak bir kayıt yapmaya karar verdiler, bu fikir sonra albüme dönüştü. Fakat insanları aniden gaza getiren çoğu güzel fikir gibi bu da uzun bir süre askıya alındı. 2020’nin başında Mars, .Paak ile kaydettiği müzikleri dinlerken yarım kalan vaatleri derhal projeye çevirmeye karar verdi ve .Paak’ı aradı. İkili ilk kayıtlarının sosyal medyadaki binlerce videoda dillere pelesenk olacağını bilse işleri bu kadar uzatmazdı diye düşünüyoruz.

Müzikte geçmişe yolculuk etmek, dikkat gerektiren bir eylem. Müzisyen kendi çağını canlandırıp uyandırırken eskileri hatırlayanlar için bir nostalji gezisi, hatırlamayanlar içinse bir tur düzenlemeli. Bruno Mars ve Anderson .Paak’ın An Evening With Silk Sonic’i ise, bu şartlara uyum sağlamış görünüyor.

9 şarkılık bu çalışma arada sırada müzikal tiyatroya dönen konuşmalar içeriyor. Bazı kısımlar spontane duyulsa da bu albümün her ögesi kasıtlı yerleştirildi. İkili bunu bir röportajında albümün düzinelerce versiyonunun olduğunu fakat küçük bir prodüksiyon hatası yüzünden hepsinin rafa kalktığını anlatırken açıklıyor.

An Evening With Silk Sonic gösterişli bir introyla açılıyor. Burada Bootsy Collins ile tanışıyoruz. Bootsy Collins’i tekrar gördüğümüz diğer şarkı After Last Night’ta ona Thundercat eşlik ediyor. Muazzam bir prodüksiyona sahip bu şarkı, albüme katkıda bulunanların da niteliğini ortaya koyuyor.

Leave The Door Open, derince incelenmeyi hak eden bir şarkı. Bize Mars ve .Paak’ın kimyasını eğlenceli bir mizahla gösterdi. Birbirine karışan zengin akor değişimleri, yumuşak piyano hatları, baygın teller, yakalayıcı sözler şarkıyı çok kısa zamanda zirveye taşıdı.

Fly As Me, albüm boyunca dinlediğimiz funk stilini sürdürürken Mars’ın 24K Magic’inde dinlediğimiz gururlu, özgüvenli, savurgan karakterin çizgisinden gidiyor. Kıpır kıpır bas sesinin üstüne rap yapan .Paak, onlarla beraber olabilecek bir kadının çok şanslı olacağını söylüyor. Grubun sarsılmaz özgüven imajını destekleyen şarkının sözlerini yazanlardan birinin de Big Sean olduğunu atlamayalım.

Skate, 70’lere ait bir zaman kapsülünün içinde bulunabilecek bir aşk mektubu gibi. İkilinin bu yıllardan anladığı şey ayrıntılara özen göstermek. Belki de bu yüzden, sadece Skate’i dinlemek bile kendinizi disko topunun altında buz pateni yaptığınızı hissettirmeye yetiyor.

Silk Sonic bize müziğin bazen de eğlenceli olması gerektiğini hatırlatıyor. İsyankar ve rock eğilimli 777'da Mars bize Vegas’ta kumar oynamayı Moonwalk to the money like I'm Mike Jack sözleriyle anlatmayı tercih ediyor.

Pop müzikte bir süredir disko rönesansı yaşandığı bir gerçek. Mars ve .Paak, 70’lerin müziğine çekilirken yalnız değiller. Fakat en gerekli ve iyi yolu onlar bulmuş gibi görünüyor. An Evening With Silk Sonic, Anderson .Paak’ın tanımladığı gibi müziği 60’lar ve 70’ler üzerine kurulu bir old school.