The Weeknd - After Hours
The Weeknd uzun bir aranın ardından yeni bir albüm çıkaracağını duyurmuş, kasım ayında da albümün ilk teklisi Blinding Lights’ı dinleyicilerine sunmuştu. Adını Martin Scorsese'nin bir filminden alan yeni albüm, sinematik bir anlatıya sahip. Şarkıcı da pasif agresif, kendine acı veren olaylardan zevk alan, bencilliğini bilen ve bunu durdurmak için uğraşmayan kötü bir karakteri canlandırıyor.
The Weeknd, gerçek adıyla Abel Tesfaye, ''Altıncı Bölüm'' olarak adlandırdığı dördüncü stüdyo albümü After Hours’u 20 Mart’ta piyasaya sürdü. Öncesinde çıkardığı teklileri ve paylaştığı klipleriyle farklı bir tarzda karşımıza çıkan şarkıcı, alkolik, kumara ve yasak maddelere bağımlı bir karakteri canlandırıyor. Fakat bu karakteri, önceki albümlerinde yansıttığı umursamaz ve bağımlı Tesfaye’den daha açık ve gerçekçi bir arka plana sahip. ''Gündüz dinlenecek bir müzik yapmıyorum'' diyen sanatçı, sonu hep kalp kırıklıkları ve bazen de fiziksel acılarla biten gece hayatını filmmişçesine anlatıyor.
The Weeknd’in 80’lerin Hollywood’unu yansıttığı bu albümü nostaljik bir sese sahip. Burnu bandajlı ve yüzü kan içinde çıktığı Jimmy Kimmel’ın programında canlı olarak söylediği Blinding Lights gibi şarkılarıyla eski zamanları synth-pop çizgisinde anıyor. Temaya uygun bir açılış yapan Alone Again, kısa süren ilişkilerin pişmanlığını anlatıyor. Hızlı ve sakin bir ritimden sert bas ve davullara geçiş yapan şarkıda, Tesfaye’in kendi evreninde olduğunu anlıyoruz. Bu albümünde de yalnız ve üzgün çocuk olmaya devam eden şarkıcı, Heartless ile halinden memnun kötü birine dönüşüyor. Sadece bu şarkıdan bile sanatçının kendi Vegas versiyonunu ortaya koyduğu çıkarılabilir.
Blinding Lights, belki de albümün geri kalanını biraz gölgede bırakan bir şarkı. Temposu yüksek bir elektropop olmakla beraber 80’lerin elektronik ve dans ritimlerini de içinde barındırıyor. Şarkı, The Weeknd’in Beauty Behind The Madness albümünün en iyilerinin sinematik hissini de taşıyor. Aynı davul ve bas sesleriyle devam eden In Your Eyes'ın dinlemesi zevkli bir saksafon solosu var. Tesfaye, albüm boyunca hissettirdiği hedonist karakterini bu şarkının sözlerinde biraz baskılıyor ve mütevazı bir aşık oluyor. Saturday Night Live’de izlediğimiz Scared To Live ise bize Phil Collins ile Elton John’un Your Song’unu anımsatıyor. Güçlü bir aşk şarkısı olan Scared To Live, trajik bir ayrılık hakkında.
Abel Tesfaye, albümünde kendi hayatını ve müzikal kişiliğini uygun bir şekilde birleştirse de şarkıları hala aynı hikayeleri anlatıyor. Yine de albümün saf, özgün ve yaratıcı olduğu rahatlıkla söylenilebilir. Tüm şarkıların birbirine bağlı olduğu, bazıları eşliğinde dans edilirken bazılarını da parti bittikten sonra dinlemek gerektiği bir gerçek. The Weeknd, After Hours ile ana akım pop tarzına kendi sesini eklemeyi sonunda başarmış görünüyor.