Taylor Swift, kimselere duyurmadan kaydettiği albümüyle sürpriz bir şekilde gündeme oturdu. Albüm çıkarmanın kendi planlarında dahi olmadığını söyleyen Swift, karantina döneminde hazırladığı çalışmasında müziğinin farklı yönlerini keşfetmeye devam ediyor.

Taylor Swift, albümü yayınlayacağı gün sosyal medya hesabından duyurdu. 23 Temmuz’da, folklore'ün yayınlanmasından saatler önce, cardigan isimli şarkısının videosunu yayınladı. Kendi yazıp yönettiği klibi çekerken mevcut durumumuzdan dolayı yeterli önlemleri aldığını belirten Swift, makyajını, kıyafetini ve saçını kendi hazırladığını söyledi. Folklore, genç şarkıcıya göre hayallerinin, korkularının ve düşüncelerinin döküldüğü şarkılardan oluşan bir albüm. Zaten şarkıcıya da duygu ve düşünceleri melodilere aktarmakta usta isimler eşlik ediyor: The National’dan Aaron Dessner ve Bon Iver. 16 şarkının 11’inde Swift ve Dessner'ın imzası var. Bon Iver ise birkaç şarkıyı yazıp birini de Swift ile seslendirdi.

Folklore, belki de Swift’in ana akım müziğin güvenli sularından en çok uzaklaştığı albümü. Yarı hüzünlü yarı mutlu bir yaz gününün çalma listesinde olması gereken şarkıların teması sanatçının önceki çalışmalarından farklı. Swift, müziğinin sınırlarının farkında fakat seslendiği kesimin kalp kırıklıkları ve taze aşklarla uğraşan genç kızlardan daha geniş olduğunu biliyor. O da bu sınırı aşmadan, tanıdık ve akılda kalan nakaratlarından vazgeçmeden müziğini geliştiriyor. Sanatçının hünerlerini belki de en iyi şekilde sergilediği nokta ise şarkı sözleri. Albümün yapım aşamasında Swift'e yardım edenlerin haklarını teslim etmek gerek çünkü şarkıların yanı sıra arkada yatan hikayeleri de zevkle dinliyoruz.

Albümde, Taylor Swift’in "The Teenage Love Triangle" olarak tanımladığı üç şarkılık bir koleksiyon var. Burada James'in, onun sevgilisi Betty'nin ve James'in Betty'yi aldattığı kızın hikayesine şahit oluyoruz. Şarkıcı, bu aşk üçgenini tüm karakterlerin açısından anlamamızı sağlıyor. betty'de 17 yaşındaki James'in ihanet ettiği sevgilisi Betty’yi geri kazanma çabasını dinlerken cardigan'da Betty'nin hislerini duyuyoruz. Üçgenin son köşesi august ise tahmin edebileceğiniz gibi James’in Betty’yi aldattığı kız tarafından söyleniyor. Sekizinci şarkı olan august, aynı zamanda sekizinci ay olan ağustosa da bir gönderme. Albümün çok sevilen şarkıları ise, Bon Iver’ın eşlik ettiği exile ve yaşanmamış bir aşka olan özlemden bahseden the 1.

Folklore’ün genel sesi Taylor Swift’in pop müziğin tüm gürültüsünden uzaklaşabileceğini gösteriyor. Yumuşak piyano sesleriyle başlayan şarkılar, huzurlu elektrogitar riffleri ve minimal elektronik dokunuşlarla devam ediyor. Folkore, Swift’in country günlerinden bu yana en uyumlu albümü ve sanatçının son çalışması Lover’a farklı yönde bir bitiş sağlıyor. Bir bakıma The National’ın High Violet’ini andıran albümde Swift, Aaron Dessner’ın eskizlerini kendi sesine göre şekillendirmiş gibi. Dessner ise Swift ile olan iş birliği için ikisinin de yaptığı en iyi çalışma olabileceğini söylüyor. Swift'in ondan dinlemeye alıştığımız aşk hikayelerini en indie ve folk tarzında yorumladığını belirtebiliriz.

Folklore’ün Swift’in önceki çalışmalarına benzemediğini kabul etmek gerek. Şarkıcının daha olgun bir ton tutturduğu albümü uzun bir arayışın sonucu. Sekizinci albümünde sanatçı pop müziğin getirdiği hırsları bir kenara bırakmışa benziyor. İddiasız sözlerle ve iyi bir müzikal altyapıyla eski anılarını huzurlu bir fotoğraf karesi gibi betimleyen sanatçı, belli ki karantinada kendi içindeki huzuru bulanlardan.